KEVSER SÜRESİ NAMAZ VE KURBANA İŞARET ETMEZ Mİ?

Bazı yorumcular, Kevser Süresi’nde geçen “salât” (namaz) ve “nahr” (kurban) kelimelerinin gerçek anlamlarını değil, “destek” ve “dayanma” gibi mecazî anlamları içerdiğini iddia etmektedir.

Oysa En’âm Süresi 162. ayet, klasik ve sünnete uygun yorumu desteklerken, bu tür soyut anlamları geçersiz kılmaktadır.

Kevser Süresi’nin meali şöyledir:

“Şüphesiz, Biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbine namaz kıl ve kurban kes. Kuşkusuz sana kin besleyenin kendisi kesik ve mahrumdur.” (Kevser, 108:1-3)

Buradaki “salât” kelimesi, klasik Arapça ve Kur’an dilinde kesin olarak “namaz kılmak” anlamına gelir. İslâm’da “salât”, belirli vakitlerde yerine getirilen farz bir ibadettir. “Nahr” ise özellikle Allah’a adanan hayvanın kurban edilmesini ifade eder.

“Salât → Destek, Nahr → Dayanma” mıymış?

Bazı modernist yorumcular bu iki kelimenin somut ibadetleri değil, soyut anlamları ifade ettiğini ileri sürmektedir. Ancak bu yaklaşım, hem dil kurallarıyla hem de İslâm’ın ibadet yapısıyla açıkça çelişmektedir.

Bu bağlamda, En’âm Süresi’nin şu ayeti doğrudan karşılık niteliğindedir:

“De ki: Şüphesiz namazım (salâtî), kurbanım (nusukî), hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’âm, 6:162)

Burada geçen “salâtî” (namazım) ve “nusukî” (kurbanım) ifadeleri, Kevser Süresi’ndeki “salât” ve “nahr” ile doğrudan ilişkilidir. “Nusuk” kelimesi, “nahr” ile aynı kökten gelir ve esasen kurban kesme anlamındadır. Bu yorum hem hadislerde hem de klasik tefsirlerde sabittir.

Bu Kur'an'ın aynı zamanda kendi kendini açıklamasıdır.

Ancak bazı modernistler, İslâm’ı ibadetten soyutlayarak sadece bireysel ahlaka indirgeyen yaklaşımlarıyla, “salât”ı sadece Allah’a yönelme; “nahr”ı ise zorluklara karşı direnç olarak yorumlamaktadır. Oysa Kevser Süresi ile En’âm 162. ayet arasındaki açık ve somut paralellik, bu yorumları geçersiz kılar.

Sonuç olarak:

Kevser Süresi’nde geçen “salât” ve “nahr” kelimeleri, Kur’an’ın kendi dili ve İslâmî gelenek içinde açıkça namaz ve kurban ibadetlerine işaret eder.

En’âm 162. ayet bu yorumu teyit eder:

Kevser’de Allah bu ibadetleri emretmiş, En’âm’da ise Peygamber Aleyhisselam bu ibadetleri Allah’a adadığını bildirmiştir.

Bu nedenle, Kevser Süresi’ni sadece soyut “destek” ve “dayanma” kavramlarıyla açıklamak, hem dil hem tefsir açısından temelsizdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar