İSLÂM’IN KÖLELİK VE CARİYELİKLE AMANSIZ MÜCADELESİ

İslâm, köleliği doğrudan ve ani bir şekilde kaldırmamış, ancak onu ortadan kaldırmayı hedefleyen kapsamlı bir süreç başlatmıştır. Bu süreç, köleliği teşvik eden değil, aksine onu aşamalı olarak ortadan kaldıran bir dizi hukukî, ahlakî ve sosyal reformdan oluşur. İslâm’ın köleliği kaldırmak için takip ettiği adımlar ve esaslar şunlardır:

 

1. Köleliği Besleyen Kaynakları Kurutma

İslâm öncesi toplumlarda kölelik, savaş esirliği, borçlarını ödeyemeyenlerin köleleştirilmesi, suçluların cezalandırılması gibi yollarla yaygın bir uygulamaydı. İslâm, köleliği teşvik eden bu yolları kısıtlamış ve yeni köleleştirmeleri engellemiştir:

·       Savaş Esirliği Düzenlemesi:
İslâm, savaş esirlerinin zorunlu olarak köleleştirilmesini yasaklamamış ancak serbest bırakılmasını teşvik etmiştir. Esirlerin fidye karşılığı serbest bırakılması (Muhammed 47/4) veya karşılıksız olarak hürriyetlerine kavuşturulmaları önerilmiştir.

·       Borç Yüzünden Köleleştirme Yasağı:
Cahiliye döneminde borcunu ödeyemeyenler köle yapılıyordu. İslâm, bu uygulamayı yasaklamış ve borçlulara kolaylık gösterilmesini emretmiştir (Bakara 2/280).

·       Hür Doğanların Köleleştirilmesi Yasağı:
İslâm, hür doğan insanların keyfi şekilde köleleştirilmesini yasaklamıştır. Hz. Peygamber Aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:
“Her kim bir hür insanı köle olarak satarsa, kazancı haram olur.” (Buhârî, "Büyû‘", 110)

 

2. Köleleri Azat Etmeyi Teşvik Etme

İslâm, köle azat etmeyi ibadet ve büyük bir fazilet olarak kabul etmiş, çeşitli vesilelerle köle azat edilmesini teşvik etmiştir:

·       Kefaret Olarak Köle Azadı:
Bazı günahların affedilmesi için köle azadı farz kılınmıştır:

o   Yanlışlıkla adam öldürme (Nisâ 4/92)

o   Yemin bozma (Mâide 5/89)

o   Zıhâr (Mücadele 58/3)

·       Sadaka ve Sevap Kazanma Vesilesi Olarak Köle Azadı:

o   Hz. Peygamber Aleyhisselâm, köle azat etmeyi Cennet’e girme vesilesi olarak tanımlamış ve "Kim bir Müslüman köleyi azat ederse Allah onun her uzvuna karşılık, azat edenin bir uzvunu Cehennem’den kurtarır" buyurmuştur. (Buhârî, "İtikâf", 12; Müslim, "İtikâf", 1508)

·       Zekât Fonunun Kullanımı:
Tevbe Suresi 60. ayette belirtilen zekât harcama yerlerinden biri, köleleri özgürlüğüne kavuşturmak içindir.

 

3. Kölelere İnsanî Haklar ve Onur Kazandırma

İslâm, kölelerin aşağılanmasını ve kötü muameleye maruz kalmasını yasaklamış, onlara insanca muamele edilmesini zorunlu kılmıştır:

·       Aile Fertleri Gibi Görülmesi:
Hz. Peygamber Aleyhisselâm, kölelere efendileriyle eşit bir muamele gösterilmesini istemiş ve “Kardeşleriniz olan kölelere yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin” buyurmuştur (Buhârî, "İman", 22).

·       Zor İşlerde Çalıştırılmaması:
Hz. Peygamber Efendimiz, kölelerin kapasitelerini aşan işlerde çalıştırılmamasını emretmiş, fazla yüklenen bir köleye yardım etmeyen efendisinin hesap vereceğini bildirmiştir (Müslim, "Eyman", 124).

·       Darp ve Kötü Muamelenin Yasaklanması:

o   Hz. PeygamberAleyhisselâm, bir kölesini döven Ebû Mes’ûd el-Ensârî’ye, “Allah’ın sana güç yetirdiği kadar sen de ona güç yetirebilir misin?” diyerek onu azarlamış, Ebû Mes’ûd kölesini hemen azat etmiştir (Müslim, "Eyman", 34).

o   Kölelere kötü muamele eden efendileri, kıyamet gününde ağır cezalarla tehdit edilmiştir (Buhârî, "İman", 22).

 

4. Kölelerin Hürriyetlerini Kazanmalarına Hukukî Zemin Hazırlama

İslâm, kölelerin özgürleşmesi için yasal düzenlemeler getirmiştir:

·       Mükâtebe (Kendi Hürriyetini Satın Alma Hakkı):

o   Kölelerin, belirli bir meblağ ödeyerek özgürlüklerini satın almaları teşvik edilmiştir (Nûr 24/33).

o   Efendiler, kölelerinin makul şartlarla özgürlüğünü satın alma taleplerini reddedemez.

·       Ümmü Veled Uygulaması (Efendisinden Çocuk Sahibi Olan Kadın Kölenin Hürriyet Hakkı):

o   Efendisinden çocuk doğuran cariye, "ümmü veled" statüsüne girer ve efendisi öldüğünde otomatik olarak hür olur.

 

5. Toplumsal Algıyı Değiştirme ve Köleliği Sosyal Açıdan İşlevsiz Kılma

İslâm, köleliği bir toplumsal norm olarak sürdürmek yerine, onu değersizleştiren ve ortadan kaldırmayı hedefleyen bir bilinç oluşturmuştur:

·       Kölelerden Devlet Görevlileri ve Komutanlar Çıkarma:

o   Hz. Bilâl Habeşî, kölelikten azat edildikten sonra ezan okuyan kişi olmuş, İslâm toplumunda saygın bir yer edinmiştir.

o   Zeyd bin Hârise, kölelikten kurtarılmış ve Peygamberimizin ordularına komutanlık yapmıştır.

·       Köle-Azatlılarla Evlenmeyi Teşvik Etme:

o   Peygamberimiz, köle kökenli olan Ümmü Eymen ile Zeyd b. Hârise’yi evlendirmiştir.

o   Zengin ve soylu Müslümanlara, azatlılarla evlenmeleri tavsiye edilmiştir (Nûr 24/32).

 

Sonuç olarak; İslâm, köleliği aniden yasaklamamış, ancak onu sistematik şekilde ortadan kaldıracak bir dizi tedbir getirmiştir. İlk aşamada yeni köleleştirmenin önüne geçilmiş, ikinci aşamada mevcut kölelerin özgürleştirilmesi teşvik edilmiş ve üçüncü aşamada kölelerin hürriyetlerini kazanmalarına hukukî imkân sağlanmıştır. Nihayetinde kölelik, İslâm toplumunda sosyal ve ekonomik olarak işlevsiz hâle getirilmiş ve zamanla tamamen ortadan kalkmıştır.

Bu süreç, köklü bir sosyal reform olarak değerlendirilmelidir ve İslâm’ın köleliği kaldırma politikası, tarihteki diğer sistemlerden daha insancıl ve sürdürülebilir bir model sunmuştur. Köleliği sadece savaş esirleriyle sınırlandırmış ve bu esirlere iki seçenek sunmuştur: ya karşılıksız ya da fidye karşılığı serbest bırakılmak. Bu durum, Muhammed Suresi'nin 4. ayetinde belirtilmiştir. Sonuç olarak, dünya hukuken kölelikten İslâm sayesinde kurtulmuştur. Bugün dünyada fiilen kölelik varsa, bu tüm insanlığın suçudur. Müslümanlarda mevcutsa, bu da dinini hakkıyla yaşamayan Müslümanların suçudur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar