İSLÂMÎ AKIMLARDA ŞİRK YAKLAŞIMI

 

Allah’a şirk konusunda ifrat (aşırılık) ve tefrit (gevşeklik) bağlamında üç ana yaklaşım ele alınabilir:

1.    İfrata Kaçanlar (Aşırı Tevhid Anlayışı - Kur'ancılar ve Selefî Radikalizm)

2.    Tefrite Kaçanlar (Tasavvufun Aşırı Yorumları ve Hulul-Fena Düşüncesi)

3.    Orta Yol (Ehl-i Sünnet ve Vasat Akide)

 

1. İFRAT: AŞIRI TEVHİD ANLAYIŞI (KUR'ANCILAR VE SELEFİ-RADİKAL YAKLAŞIMLAR)

Bu gruba girenler, şirkten kaçınmayı o kadar aşırı bir noktaya taşırlar ki, sonunda İslâm'ın özüne aykırı bir katılığa düşerler. Şirk konusunda paranoya derecesine varan bir hassasiyetle, aslında İslâm'ın sahih geleneklerini ve ulemanın otoritesini bile reddederler.

Kur'ancıların Şirk Konusundaki Aşırılığı:

·       Hadisleri ve rivayetleri reddetmek: Hadisleri ve sahih rivayetleri güvenilmez bularak, sünneti bütünüyle dışlarlar. Onlara göre Kur’an’da geçmeyen hiçbir şey dinin parçası olamaz.

·       Peygambere dua ve şefaat talebini şirk görmek: Peygamberimize salavat getirmek, onun şefaatine inanmak veya kabrini ziyaret etmek gibi konulara aşırı tepki gösterirler.

·       Tarihî ve sahih icmaları reddetmek: Ashabın ve sonraki büyük İslâm âlimlerinin din anlayışını da “sonradan uydurulmuş” kabul ederler.

Selefî-Radikal Akımların Şirk Konusundaki Aşırılığı:

·       Mezhepleri ve tasavvufu şirk olarak görmek: Mezhepleri ve tasavvufu, dinin aslından sapma olarak değerlendirerek, tek doğru anlayışın kendilerinde olduğunu iddia ederler.

·       Vesile kavramını şirk saymak: Allah’a doğrudan ibadet edilmesi gerektiğini öne sürerek, Peygamber'in veya Allah dostlarının (evliya) aracılığıyla dua etmeyi ve vesileyi şirk olarak görürler.

·       Kabir ziyareti ve türbeleri şirk olarak görmek: Peygamberimizin veya sahabenin mezarını ziyaret etmeyi dahi putperestlik olarak değerlendirebilirler.

Kısacası, bu aşırı yorum, Tevhidi koruma adına, İslâm’ın manevî yönünü ve tarihî devamlılığını kesintiye uğratır. Hadisleri reddederek, Peygamber ve sahabe anlayışını yok sayarak, en sonunda İslâm'ı daraltılmış bir kişisel yorum seviyesine indirirler.

 

2. TEFRİT: TASAVVUFUN AŞIRI YORUMLARI VE HULÛL-FENA DÜŞÜNCESİ

Bu grup, tasavvufun bazı uç yorumlarıyla, Tevhide zarar verecek aşırı yaklaşımlar sergileyebilirler. Burada şirk, Allah ile kul arasındaki ayrımın muğlak hale getirilmesi veya bazı şahıslara aşırı kutsiyet atfedilmesi şeklinde kendini gösterebilir.

Tefrit İçine Düşen Görüşler:

·       Hulûl (Allah'ın bir varlığa bizzat girmesi) inancı: Bazı tasavvufi yorumlarda Allah'ın kâinatın her zerresinde bulunduğu fikri aşırıya kaçıp, Allah'ın insan veya bir şeyh ile bütünleştiği gibi sapmalara gidebilir.

·       Vahdetü’l-Vücûd’un aşırı yorumları: Allah ile yaratılmış varlıklar arasında mutlak bir birlik olduğu iddiası, bazı kişiler tarafından yanlış anlaşılabilir ve panteizm (her şeyin Allah olduğu görüşü) noktasına kadar varabilir.

·       Şeyhleri, evliyaları ilahî güçlere sahip görmek: Bazı aşırı tasavvufî ekoller, şeyhlerinin veya büyük velîlerin Allah’ın yetkilerine sahip olduğunu iddia edebilecek kadar aşırıya kaçabilirler.

·       Rabıta ve teveccühün aşırı kullanımı: Müridlerin şeyhleriyle manevî bağ kurmaları doğaldır; ancak bu bağın, Allah ile kul arasındaki ilişkiyi gölgeleyecek şekilde abartılması şirk unsurlarını barındırabilir.

Bu tür aşırılıklar, Tevhid inancını zayıflatır ve Allah ile kul arasındaki mesafeyi gereğinden fazla kaldırarak imanı mistik bir kaosa dönüştürebilir.

 

3. ORTA YOL: EHL-İ SÜNNETİN TEVHİD ANLAYIŞI

Ehl-i Sünnet, Tevhidi korurken hem aşırılıklardan sakınmış hem de İslâm'ın manevî ve tarihî devamlılığını sağlamış olan Vasat Ümmettir.

Ehl-i Sünnetin Şirk Konusunda Orta Yol Anlayışı:

·       Allah ile kul arasındaki mesafeyi korur: Kul Allah’a ibadet eder, ama O’nun zatını ve mahiyetini sorgulamaz.

·       Peygamber'in ve salih kulların üstünlüğünü kabul eder, ama ilahlaştırmaz: Peygamber ve evliyaların Allah tarafından seçilmiş özel kullar olduğuna inanılır, ancak onlara tapınılmaz.

·       Şefaati ve vesileyi kabul eder, ancak doğrudan Allah’a yönelir: Peygamberimizin şefaat edeceğine inanır, ancak ibadet yalnızca Allah’a yapılır.

·       Tasavvufî terbiyeyi kabul eder, ama aşırı yorumları reddeder: Mürşitler, Allah yolunda rehberlerdir ama Allah’ın yetkileri onlara atfedilmez.

·       Kur'an ve hadisleri bir bütün olarak değerlendirir: Sadece Kur’an ile yetinmez, sahih hadisleri ve selefin görüşlerini dikkate alarak İslâm’ı bir bütün olarak anlar.

Ehl-i Sünnet’in yolu, aşırı uçlara sapmadan, hem Tevhidi muhafaza eden hem de İslâm’ın zengin manevî mirasını ve sahih geleneklerini koruyan orta ve sahih yoldur.

 

 

ŞİRK KONUSUNDA İSLÂMÎ AKIMLAR

 

YAKLAŞIMLAR

İFRATA KAÇANLAR (Kur'ancılar ve Selefî Radikalizm)

ORTA YOL

(EHL-İ SÜNNET)

TEFRİTE DÜŞENLER

(Tasavvufun Aşırı Yorumları)

TEVHİD ANLAYIŞI

Sert ve katı, her şeyi şirk sayar

Dengeli ve Kur'an-Sünnet eksenli

Allah ile insanı fazla yakınlaştırır

HADİSLERE YAKLAŞIM

Reddeder veya küçümser

Sahih hadisleri kabul eder

Bazı zayıf veya şüpheli hadisleri de benimseyebilir

PEYGAMBER VE VELİLERE BAKIŞ

Onların üstünlüğünü bile şirk sayabilir

Saygı gösterir, ama ilahlaştırmaz

Onları aşırı yüceltebilir

KABİR ZİYARETİ VE VESİLE

Şirk sayar, türbeleri reddeder

Ziyareti ve dua etmeyi kabul eder

Kutsal kabul edip aşırı anlamlar yükleyebilir

RABITA VE ŞEYHLİK

Bidat ve şirk sayar

Eğitim ve manevî disiplin olarak kabul eder

Şeyhi Allah ile kul arasına koyabilir


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar