YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARDAN
CENNETE GİDECEK OLANLAR
Kur’an-ı Kerimde buyuruluyor:
"İman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Sâbiîler... Her kim Allah'a ve
âhiret gününe iman eder ve amel-i sâlih işlerse, elbette onların
Rab'leri yanında mükafatları vardır. Onlar için herhangi bir korku olmadığı
gibi kendilerini üzecek bir şeyle de karşılaşmazlar."
(Bakara, 62)
Sahâbeden Selmân-ı Fârisî daha önce Hıristiyan olmuş
ve bir süre Hıristiyanlarla birlikte yaşamıştı.
Medine’ye gelip İslâm'a girmiş ve önceki dindaşlarını överek anlatınca Hz. Peygamber Aleyhisselam:
“Onlar İslâm dini üzere ölmediler” buyurunca Selmân çok
üzülmüştü. Bunun üzerine bu ayet inmiş, Hz. Peygamber Aleyhisselâm Hz. Selmân’a (ra) müjde vererek şöyle buyurmuştur:
“Bu âyet senin arkadaşların hakkında indi. Kim
benim peygamber olarak geldiğimi işitmeden
önce Îsâ’nın dini ve İslâm üzere ölürse o
hayırdadır. Ama bugün kim beni işitir de bana iman etmezse o
da helâk olmuştur.”[1]
Buradaki işitmeyi Hz. Peygamber Aleyhisselâm hakkında doğru ve yeterli bilgilendirilme anlamında almakta fayda vardır.
“İslâmiyet’ten hiçbir şekilde haberdar olamayanlarla fizikî
imkânsızlıklar, güçlü psikolojik ve sosyal engeller yüzünden bu dinin
hidayetiyle yeterince aydınlanamayanların sorumlu tutulamayacağını söylemek
lâzımdır. Ancak insanların aklî yeteneğini kullanmak ve fıtratında bulunan
inanç temayülünü geliştirmek suretiyle kâinatın yaratıcısının mevcudiyetini
(Mâtürîdîler’e göre, birliğini de) benimsemesi, ayrıca
yeteneklerinden ve çevresinde yaygın olan vahye dayalı kültürlerden de
faydalanarak ahlakî davranışlarda bulunması gerekir. Aklî melekesi yerinde
olduğu halde dinî konulara ilgi göstermeyip inkâra saplanan veya çevresinde
yaygınlaşmış inanışlarla yetinen insanların ise herhangi bir mazeretinin
olamayacağı ve ebedî hüsranda kalacağı kabul edilmelidir.”[2]
Bugünün dünyasında Müslümanların dinlerini düzgün temsil edememeleri,
iyi örnek olamamaları ve Hz. Muhammed Aleyhisselam ve İslâmiyet hakkında yaygın bilgi kirliliği (dezenformasyon) sebebiyle yanlış kanaate sahip olan ancak ayetteki özellikleri taşıyanlar, hangi dine tâbi olursa olsun, ayette
verilen müjdeden faydalanabileceği düşünülebilir.
***
Bu ayet, aynı zamanda Hz. Peygamber
Aleyhisselamın verdiği yanlış bir bilgi üzerine derhal uyarıldığına bir örnek olup, Onun
uyarılmadığı her söz ve fiilinin VAHİY onayına sahip olduğuna
ve BAĞLAYICILIĞINA delalet eder.
[1] Taberî, Muhammed bin Cerîr, (ö. 310/922), Tefsir, Hisar Yay., İst., I, 231.
[2] Metin Yurdagür, "Fetret", TDV İslâm
Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/fetret (07.12.2024).
Yorumlar
Yorum Gönder