What Truly Governs the Market: Interest or Rent/Profit? The Invisible Hand of the Market and the Trace of Real Value İsmail ÖZSOY * Introduction In the modern financial system, interest is often presented as a natural and inevitable component of the market. However, upon closer examination, interest is not a primary economic variable, but rather a secondary reflection built upon more fundamental economic values such as rent and profit, wages inclusive. This article explores how interest rates are actually shaped by the dynamics of real goods and services markets and how, behind this seemingly abstract concept, lies a concrete value chain. I. Interest: A Visible but Derivative Value At first glance, interest is defined as the "time value of money" — a purely abstract notion. However, we must remember that money itself is not a good ; its value only becomes meaningful when indexed to a good. Today, interest rates — from housing loans to bonds, from commer...
Kayıtlar
Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Piyasaya Ne Hâkim: Faiz mi, Kira/Kâr mı? Piyasanın Görünmeyen Hakimiyeti ve Reel Değerin İzi Giriş Modern finansal sistemde faiz, sanki piyasanın doğal ve kaçınılmaz bir gerçeği gibi sunulur. Ancak yakından bakıldığında, faiz birincil bir değişken değil; kira ve kâr gibi daha temel ekonomik değerlerin üzerine inşa edilmiş bir ikincil yansımadır . Bu yazı, faiz oranlarının aslında reel mal ve hizmet piyasalarının dinamikleriyle nasıl gölgelendiğini ve görünüşte soyut olan bu kavramın arkasında somut bir değer zincirinin yattığını tartışmaktadır. I. Faiz: Görünen Ama Türev Değer Faiz, ilk bakışta “ paranın zaman değeri ” gibi soyut bir kavramla tanımlanır. Ancak unutulmamalıdır ki, paranın kendisi mal değildir — onun değeri bir başka mala endekslendiğinde anlam kazanır. Bugün konut kredilerinden tahvillere, ticarî borçlanmalardan bireysel finansmana kadar faiz oranları şunlara bağlı olarak değişir: Gayrimenkul piyasasında ortalama kira bedelleri Reel sektörün ortalama k...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KEVSER SÜRESİ NAMAZ VE KURBANA İŞARET ETMEZ Mİ? Bazı yorumcular, Kevser Süresi’nde geçen “salât” ( namaz ) ve “nahr” ( kurban ) kelimelerinin gerçek anlamlarını değil, “destek” ve “dayanma” gibi mecazî anlamları içerdiğini iddia etmektedir. Oysa En’âm Süresi 162. ayet, klasik ve sünnete uygun yorumu desteklerken, bu tür soyut anlamları geçersiz kılmaktadır. Kevser Süresi’nin meali şöyledir: “Şüphesiz, Biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbine namaz kıl ve kurban kes. Kuşkusuz sana kin besleyenin kendisi kesik ve mahrumdur.” (Kevser, 108:1-3) Buradaki “salât” kelimesi, klasik Arapça ve Kur’an dilinde kesin olarak “namaz kılmak” anlamına gelir. İslâm’da “salât” , belirli vakitlerde yerine getirilen farz bir ibadettir. “Nahr” ise özellikle Allah’a adanan hayvanın kurban edilmesini ifade eder. “Salât → Destek, Nahr → Dayanma” mıymış? Bazı modernist yorumcular bu iki kelimenin somut ibadetleri değil, soyut anlamları ifade ettiğini ileri sürmektedir. Ancak bu ya...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TÜRKİYE'DE FAİZ POLİTİKALARI VE KUR’ANÎ BİR DEĞERLENDİRME Türkiye'de faiz politikaları ekonominin rasyonel kuralları çerçevesinde işletilmiyor. Bu politikalar, genellikle kasten düşük tutularak, rant oluşturmak ve onu belirli çevrelere aktarmak amacıyla bir araç olarak kullanılıyor. Ancak bu durum, İslâm’ın geleneksel faiz anlayışını sorgulamak için bir gerekçe olamaz . Faize Kur'anî Bakış Kur’anî perspektife göre faiz (riba), hangi şartta uygulanırsa uygulansın, neticede eşitsiz paylaşıma neden olan bir gelir bölüşüm mekanizmasıdır. Bu nedenle kesin biçimde kınanmış ve ondan kaçınılması emredilmiştir. Bakara Suresi 279. ayette Rabbimiz (ayetin muhalif manasıyla) şöyle buyurur: “Eğer faizden vazgeçmezseniz ya haksızlık eder ya da haksızlığa uğrarsınız.” Bu ayet, faizli ödünç işleminin doğası gereği kaçınılmaz bir adaletsizlik doğurduğunu açıkça belirtmektedir. Zira bir borç işleminde gelecekteki kazanç kesin olarak bilinemezken, faizin oranı en başta sabitleni...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ateizm Altın Çağını Sovyetlerde Yaşadı, Ve... Sovyetler Birliği ateizmi resmî ideoloji yaparak zorla yaymaya çalıştı . Milyonlarca insan dinî kimliğinden koparıldı, Kur’an yasaklandı, ezan susturuldu. Ama ne oldu? 🔻 70 yıl sonra sistem çöktü. 🔺 İnsanlar ilk fırsatta yeniden camilere, kiliselere döndü . 🔺 Bugün Rusya’da İslâm yükselişte; Moskova’da 2 milyona yakın Müslüman var. Aynı durum Çin’de de yaşanıyor: Dinî baskılara rağmen Kur’an’a yöneliş artıyor. Ateizm, dev bir devletin desteğiyle bile ayakta kalamıyorsa, gönüllü olarak yayılma gücü ne olabilir ki? 2. Ateizm Gerçekten Artıyor mu? İslâm’ın Geleceği Ne? Ateizmde Görülen Artış: · Daha çok Batı'da Hristiyanlığa, · İslâm dünyasında da muktedir Müslümanların kötü örnekliğine tepki şeklinde. · Papa’ya, kiliseye, çarpık dogmalara ve her iki dinde dinin köt...