BİNLERCE RESÛL SAHNEDE
Hz. Muhammed Aleyhisselam'ınhadisleri ve Sünnetini reddedenler kadar
Kur'an'ı istismar eden, eğip büken görmedim.
Peygamber Aleyhisselam'ı susturan
her mealci veya "Kur'ancı",
Peygamber rolünü üstleniyor,
Kur'an'ı istediği gibi yorumlamaktan çekinmiyor;
kendini Peygamberin yerine koyuyor.
Bediüzzaman Said Nursi'nin,
"Bir Allah'ı kabul etmeyen, mevcudat adedince ilahı kabul etmek zorunda kalır"
sözünde ifade ettiği üzere;
Son ve Tek bir Peygamber olarak
Hz. Muhammed ve Sünnetini kabul etmeyen her "Kur'ancı"
bir peygamber gibi hareket edip
Kur'an'ı kendi istediği gibi konuşturuyor.
Her bir Kur'ancı potansiyel bir peygamber kesiliyor.
Böylece, neredeyse Kur'ancılar sayısınca
peygamber varmış gibi bir durum oluşuyor.
Nitekim, ismini vermek istemediğim,
insanı hayal kırıklığına uğratan
ünlü, medyatik bir İlahiyat Profesörü
elinde Kur'an ile
kendisinin bir resul olduğundan bahsetmişti.
Bunu geçelim; değil bir din eğitimi almak,
Doğru dürüst Arapça bile bilmeyenlerin
Kur'an meali yazmaya kalkışmalarına, bunların
etrafında taraftar bulmalarına ne demeli?
İşte fırkalaşma bu, dini bölük pörçük etme bu.
Ama gelin görün ki
Bunlar hak mezhepleri fırkalaşma olarak görüyorlar.
İşte bu sebeple,
Ehl-i Sünnet çizgisi İslâm'ın kalesi olarak önemli.
Yorumlar
Yorum Gönder